Yalnızlık

Yalnızlık, birçok insan için korkutucu bir kavram gibi görünse de aslında derin bir huzurun ve içsel farkındalığın kapılarını aralayabilecek bir şeydir. Günümüzün gürültülü ve sürekli etkileşim bekleyen dünyasında yalnızlık olumsuz bir şey gibi görülüyor. Bir nebze katılsam da tamamen de katılamıyorum önce şahsı yalnızlığımı açayım.
Ufak yaşlarımda çevremde sürekli insanlar oluyordu. Rastgele bir parka gittiğimde bile gözüme kestirdiğim çocuklardan birinin yanına usulca sokulup arkadaş olalım mı derdim adını bile öğrenmezdim arkadaş olurduk annem beni parktan alıp eve götürünceye kadar çocukla takılırdık. İnsan çocukken biriyle anlaşması çok kolay oluyor çünkü kendisini ve arkadaşı olacak insana karşı duyacağı istekleri bilmiyor. Zamanla insanda bir karakter oturup çevresindeki insanlardan beklentileri oluşmaya başladığında yalnızlaşmaya başlıyor. Benim şu anki sosyal aktivite eksikliğimin başlangıcı 11.sınıfta bizim taşınmamız ve mahalledeki arkadaşlarımdan uzaklaşmamla biraz başlıyor gibi ama asıl süreç mezun senemde başlıyor diyebilirim. O dönemde biraz hayatın gerçekleri tokadını yemiş vaziyette sınava hazırlanmaya çalışırken arkadaşlıkların bu konuda yine pek fayda göstermeyecek bir şey olduğuna karar verip çevremdeki herkesle arama baya bir mesafe koymuştum. Dershanedeki sınıf arkadaşlarımdan birisi dışında kimseyle o yıl boyunca sosyal bir etkileşimde bulunmadım bulunduysam da 2-3 kezdir. Zaten o yıldan sonra Edirne'ye gidiyorum orada da yine sosyalleşmekte pek bir sebep göremiyorum, bir oda arkadaşım var ve çok keyifli vakit geçiriyoruz neredeyse hep beraberiz keyfim yerindeydi kısacası. Keyfi yerindeyse insan fazlasını aramıyor.
Sonrasındaki sene yine sosyalleşmek için birkaç çabam oluyor ama rahat olamıyorum veya ait hissedemiyorum genelde insan rahat hissedemediği yerde de niye dursun ben de çok duramadım derken 4-5 ay geçti ve staj dönemi başladı Edirne serüveni bitti. Ankara'ya geldikten sonrasıysa asıl problemli süreç. Sabahtan akşama çalışıyorum akşam da kısıtlı vaktim oluyor o vakitte de dışarı çıkacak ve değil başka insanlarla tanışacak enerjiyi kendi arkadaşlarımla buluşacak enerjiyi bile bulamıyor oldum. Bir yerden sonra zaten çok arkadaşınız varsa hepsine vakit ayıramıyorsunuz ve bu durum bendeki gibi arşa çıktıysa ne siz arkadaşlarınızdan ne arkadaşlarınız sizden haber alabiliyor. Oturup o konuşmadığınız 2-3 yıllık süreçte neler yaşadığınızdan ve nasıl hissettiğinizden bahsetmeye çalışsanız arayı kapatmak uzun bir süreç olacağı için çok özet bir şekilde geçiliyor. Ben genelde bu tarz buluşmalarda arayı kapatmayı denemiyorum bile genelde sadece dinliyorum.
23 yaş itibariyle tam bir ev insanı oldum. Dışarıda bulunmak veya insanlar beni rahatsız etmiyorlar hatta birini yakalayıp konuştuğumda seviniyorum ama bunu bir gereksinim olarak görmüyorum. Yalnızlığı seçiyorum.
Eğer benim gibi yalnızlığı seçen biriyseniz tehlikeli sularda yüzüyor olabilirsiniz işin ucu çok ileriye giderse problemli bir hayat yaşayabilirsiniz, her şey dozunda olmalı. Bir şekilde sosyalleşiyor insan zaten istemese de bunu seçip hayatının çoğunluğunu bu şekilde yaşayıp arada da arkadaşlarıyla bir şeyler yapan insanların ben çok problem yaşayacağını sanmıyorum. Yalnızlığı seçmeden yalnız kalmaya mahkumsanız önünüzde iki seçenek var yalnızlığı seçip yalnız olmak veya kendinizin daha iyi bir versiyonu olmaya çalışmak. Bunu her anlamda düşünebilirsiniz kişisel hijyeniniz, öz bakımınız, genel kültürünüz, hobileriniz bu ve bunlar gibi etkenler üzerinde durup sonrasında ileriye gittiğiniz noktada çevrenizdeki insan sayısı artacaktır eğer arttıramıyorsanız profesyonel destek almanız yararlı olabilir.
Bu yazıyı 5-10 satır yazıp bırakmıştım vaktim varken devam ettireyim dedim ama büyük ihtimalle ilk yazmaya başladığım haliyle bitmedi çünkü o halini hatırlamıyorum bile. Özür dilerim geçmiş ben.
Bu yazının video tavsiyesi
Hoşça kalın...