İlişki

İlişki

Budapeşte köprüsünün üzerinde
Bir çingene falıma baktı
Dedi üç günde öleceksin
Ben üçbin yıldır seni arıyorum
Kapılara sığmıyor umutsuzluğum
Lağım kokuları gibi çirkef gibi kederliyim
İçimden dünyayı ipe çekmek geliyor
Cümle yıldızlar şahidim olsun
Yapmazsam adam değilim


İlişki konusunda bilgili veya başarılı birisi değilim onu baştan söylemek istiyorum. Basit bir ilişki adamıyım muz yerim.

Türkiye'de yaşayan orta direk ve altında olan çoğu insanın aile yapısı genelde annenin evde çocuklarla ilgilendiği ve babanın işte sabahtan akşama çalıştığı bir şekildedir. Bu tarz ailelerde genelde tartışmayı anneler başlatır babalar ise yorgundur ve zaten bu aile için hayatlarını yaşamayı bırakıp kendilerini aileye adamaya seçtikleri için eleştirilecek konumda bulmazlar kendilerini. Çocuklar da babam eve geliyor annem adamla tartışıyor adam zaten yorgun kadın ne kadar anlayışsız der. Tanıdık geldi mi? Umarım gelmemiştir.

Geçen siber komutanlığa giderken taksicinin biriyle sohbet etmekteydim kendisi bana şunu dedi "Dönem kötü kadınlar çalışmadan aile geçinemiyor artık ama kadınlar çalıştığında ellerine muazzam bir güç vermiş oluyoruz başımıza çıkıyorlar. Benim karım benden yemek yapmamı ve evi temizlememi vs. bekliyor kadın çalıştığında şartlar eşitleniyor". Adam şartların eşitlenmesini bir eşitsizlik olarak aktarıyordu ben de "Abi kadın da çalışıyorsa zaten ev işlerinin paylaşılması zaten olması gereken değil mi?" dedim. Adam biraz üzüldü ve "Ya öyle olması gerekiyor ama bizim aile yapımız böyle değil böyle olduğunda kimse çocukla ilgilenemiyor iki taraf da işlere güçlere odaklı yaşıyor. Kadın çalıştığında ve erkeğin eline bakmadığında sürekli bir şeyler talep ediyor" gibisinden konuştu. Adamın şikayetçi olduğu durum anne tarafının çalıştığı için taleplerinin olması ve kendi hayatını, kariyerini çöpe atmayıp çocuğa tüm hayatını adamak istemeyişi.

Kadınların düşüncelerine ve hislerine kıymet vermeye başladığımız zaman her şeyin daha iyi olacağını düşünmekle beraber yukarıda bahsettiğim aile yapısıyla büyümüş birisi olarak bazen ben de klasik baba figürü gibi olabiliyorum. Bu çocukluktan beri gördüğümüz şeyin beynimizde yer tutmasıyla alakalı olup kimsenin savunacak bir şeyini bulamayacağı bir şey sanırım.

İlişkilerde iki taraf da karşı tarafın mutluluğu için empati yapmak zorundadır. Empatinin yapılmadığı ve anlayışsızlığın başlayıp sürdüğü ilişkilerde iki taraf da zarar görüyor. Klasik aile yapısından devam edelim; Bir tarafın hayatını para kazanmaya diğer tarafın da çocukları yetiştirmeye adadığı bu ilişkide iki tarafın da sorumlulukları olduğunu ve iki tarafın da çok önemli bir şey yaptığını kabul etmek gerekiyor.

Yalnız olmak kesinlikle bir ilişki yürütmekten çok daha kolay ama güzel bir ilişkide olmanın verdiği hisler ve deneyimler benzersiz yani savaşmaya değer bir şey. Karşılıklı özveri, saygı, özen ve sevgi şart.


Bu yazının video tavsiyesi

Hoşça kalın...

Read more

Türkiye’de Mahalle Berberi Deneyiminin Sosyo-Kültürel ve Psikolojik Boyutları: Zorunlu Memnuniyet, Tekdüze Estetik ve Mahremiyet İhlali Üzerine Bir İnceleme

Türkiye’de Mahalle Berberi Deneyiminin Sosyo-Kültürel ve Psikolojik Boyutları: Zorunlu Memnuniyet, Tekdüze Estetik ve Mahremiyet İhlali Üzerine Bir İnceleme

Özet: Türkiye'de mahalle berberleri, sadece saç ve sakal kesimi hizmeti sunan yerler olmaktan öte, toplumsal etkileşim, geleneksel iletişim biçimleri ve zorunlu kabullerin sahnesi haline gelmiştir. Bu çalışmada, mahalle berberi deneyiminin bireysel estetik tercihlerin karşılanmasındaki yetersizlikleri, iletişimsel zorunlulukları ve fiziksel mahremiyet algısındaki sorunları ortaya koymak amaçlanmıştır. Nitel gözlemler ve

20-30 Yaş Arası Hâlâ Yemeğinden Malzeme Ayıklayanlar: Bir Davranışın Sosyolojik ve Psikolojik Analizi

20-30 Yaş Arası Hâlâ Yemeğinden Malzeme Ayıklayanlar: Bir Davranışın Sosyolojik ve Psikolojik Analizi

Restoranlarda ya da ev yemeklerinde sıkça karşılaştığımız bir manzara: 25 yaşında bir birey, önündeki hamburgerin içinden domatesi itinayla çıkarıyor; bir diğeri, lahmacunun üzerine limon sıkılmasına bozuluyor. Hele ki turşu... "Ben sadece turşusuz istiyorum." Bu tür cümleler, artık çocuk yaşlardan çıkmış bireylerin hâlâ yemek seçmesi üzerine düşündürücü bir alan