İletişim

İletişim

insanları konuşarak tanıyamazsınız. konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. dil, yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. bu yüzden insanları dinlemek, onları anlamak için yeterli değil


Açıkcası iletişim gibi insanı diğer canlılardan ayıran ve bu kadar geniş olan bir konsept hakkında neler yazabileceğimı bilmiyorum. Bu konuda bir şeyler yazmak bence akademik bir altyapı gerekir. Ben LC Waikiki Üniversitesi Bebe Giyim Fakultesi Beden Olumlama (İkinci Öğretim) mezunuyum ve kendimi bu konuda yazı yazabilecek kapasitede görmüyorum. Gelin görün ki bu benim tuşlara basmama engel mi? Tabii ki değil.

Samimiyet

İletişimde en önemli olan faktör karşıdaki kişi veya kişiler yakınındayken doğal ve samimi olabilmektir. İnsanın içinden gelenleri herhangi bir yanlış anlaşılma korkusu yaşamadan dışarı vurabilmesi, kendisi olabilmesi ve gergin hissetmemesi gerekiyor. Samimiyet karşıyı rahatsız etmeyecek düzeyde olmalı ve her iletişim için karşılanması beklenmemelidir. Bazı iletişimler doğası gereği samimiyetten uzak olmalıdır. Bence insan kurduğu iletişimin yüzdelik dilimde çoğunluğunu kendini onlara açarken rahat hissettiği ve doğal olduğu insanlarla yaparsa en sağlıklısı olur. İnsan paylaşarak dinleniyor.

Empati

İletişim kurmak işteş bir eylemdir çoğu zaman. Karşılıklı yapılır. Konuşurken veya dinlerken iki tarafta da iletişimin kalitesini arttırmak için yapılabilecek şeyler vardır. Bunlardan dinleme tarafında önemli olanlardan biri empatidir. Birini yargılamadan önce onun yürüdüğü yollardan yürüyüp onun ayağının takıldığı taşlara bizim de ayağımızı takmamız gerekiyor. İnsan sadece olayları kendi gözünden yorumlarsa çok kısıtlı bir hayat yaşar ve yaş ilerledikçe iletişimde problemler yaşar. Hiçbir empatinin karşı tarafa zarar vereceğini vs düşünmüyorum çoğunlukla karşı tarafı mutlu edecektir. Tabii bak ben empati yapıyorum diye bağırmanıza gerek yok içinizde durumları tartıp o şekilde konuşmanız yeterlidir. Benden akıl mı alıyorsunuz gerçekten?

Karşılık

Bazı konuşmalarda bir taraf daha dertli olabilir veya anlatacak çok şeyi birikmiş olabilir ama bu durum sadece o insanın konuşacağı ve karşı tarafın baştan sonra dinleyici kalmasını gerektirecek bir durum değildir bu durum bence dinleyici taraf için kötü hissettirebilir. Bu tarz çok anlat anlat bir ruh halindeysek bile karşı tarafın fikirlerini ara sıra almak veya kendisinin bu konuyla ilgili belki anılarını, deneyimlerini sormamız/dinlememiz gerekiyor. Sadece anlatarak veya sadece dinleyerek kurulacak iletişimden genelde hayır gelmiyor. Ben hayatımdaki çoğu ilişkide sürekli anlatan taraftım 20 yaşına gelmiş bireylerin anlatacak bir şeyleri olabileceğine inanıp bazen ulan hadi sen de bir şeyler anlat dediğimde ya sessizlik ya da sen öyle diyince insanın aklına bir şey gelmiyorlarla karşılaştım. Karşıdaki kişi Cem Yılmaz değilse ve stand-up yapmıyorsa veya yorgunluktan ölmüyorsam susmamak her zaman tercihim olur.

Saygı

Karşıdaki insanın anlattıklarına, düşüncelerine, acılarına ve hayallerine saygı duymamız gerekiyor. Ben bunu genelde çok yapamıyorum anlattığın acıya bak senin derdini yiyeyim diyorum bak bir de bana ne kadar aç bitir salam gibi hayat yaşıyorum diyorum ama işte herkesin derdi kendine. Anlattıklarına saygı görmezsen devam etmeye şevkin de kalmaz demoralize eder insanı.

Bence bu konuyu daha uzatmanın anlamı yok zaten dediğim gibi uzman değilim bir şey değilim bence yukarıda yazdığım 4 konuya iki taraf dikkat etse bir de birkaç bir şey daha olsa gayet sağlıklı iletişim kurulur.


Bu yazının video tavsiyesi

Hoşça kalın...

Read more

Türkiye’de Mahalle Berberi Deneyiminin Sosyo-Kültürel ve Psikolojik Boyutları: Zorunlu Memnuniyet, Tekdüze Estetik ve Mahremiyet İhlali Üzerine Bir İnceleme

Türkiye’de Mahalle Berberi Deneyiminin Sosyo-Kültürel ve Psikolojik Boyutları: Zorunlu Memnuniyet, Tekdüze Estetik ve Mahremiyet İhlali Üzerine Bir İnceleme

Özet: Türkiye'de mahalle berberleri, sadece saç ve sakal kesimi hizmeti sunan yerler olmaktan öte, toplumsal etkileşim, geleneksel iletişim biçimleri ve zorunlu kabullerin sahnesi haline gelmiştir. Bu çalışmada, mahalle berberi deneyiminin bireysel estetik tercihlerin karşılanmasındaki yetersizlikleri, iletişimsel zorunlulukları ve fiziksel mahremiyet algısındaki sorunları ortaya koymak amaçlanmıştır. Nitel gözlemler ve

20-30 Yaş Arası Hâlâ Yemeğinden Malzeme Ayıklayanlar: Bir Davranışın Sosyolojik ve Psikolojik Analizi

20-30 Yaş Arası Hâlâ Yemeğinden Malzeme Ayıklayanlar: Bir Davranışın Sosyolojik ve Psikolojik Analizi

Restoranlarda ya da ev yemeklerinde sıkça karşılaştığımız bir manzara: 25 yaşında bir birey, önündeki hamburgerin içinden domatesi itinayla çıkarıyor; bir diğeri, lahmacunun üzerine limon sıkılmasına bozuluyor. Hele ki turşu... "Ben sadece turşusuz istiyorum." Bu tür cümleler, artık çocuk yaşlardan çıkmış bireylerin hâlâ yemek seçmesi üzerine düşündürücü bir alan